Kurbağa Prens Masalı

Kurbağa Prens Masalı Bir zamanlar tüm dileklerin gerçek olduğu bir devirde bir kral ve güzeller güzeli bir kızı varmış. Kız o kadar güzelmiş, o kadar sevgi doluymuş ki kral kızın her istediğini yerine getirirmiş.

Baba artık eski oyuncaklarım ile oynamak istemiyorum çok sıkıcılar yeni bir oyuncak istiyorum.

Benim için çok kıymetlisin bu yüzden dedemin bana küçükken verdiği bir oyuncağı ben şimdi sana vermek istiyorum. Kral bunu söyledikten sonra yanındaki kasadan altın bir top çıkarır.

Vay canına.

Artık bu top senin olabilir. Bu top güneşin altında bile güneşten fazla parlar. Bu topu asla kaybetmemelisin.

Teşekkür ederim, sen dünyanın en harika babasısın.
Prenses hemen topla oynamak için bahçeye çıktı. Önce topu attı sonra peşinden kendisi gitti. Oyuna devam ederken karşısına çok çirkin bir kurbağa çıktı.

Hemen git buradan pis çirkin kurbağa.

Çalıların orada dikkatimi çektin, güzelliğin ile beni büyüledin. Seninle arkadaş olmak istiyorum birlikte oyunlar oynarız.

Bunu nasıl düşünürsün? Senin gibi çirkin ve siğil dolu bir kurbağa ile asla oynamam. Ben dünyalar güzeliyim. Senin gibi pis bir kurbağayla nasıl oynarım?

Ben çok iyi zıplarım, yüzerim. Top kaçtığı anda hemen getiririm. Benden daha iyi bir oyun arkadaşı bulabilir misin?

Senin gibi pis bir kurbağa ile oynayacağıma tek başıma kalırım daha iyi.
Prenses midesi bulanarak şatosuna döndü. Sonraki gün kendisine hem kurbağanın onu bulamayacağı hem de sakin ve huzurlu bir yer olan kuyunun yanındaki ıhlamur ağacının altına geçti. Topu havaya attı tam tutmak üzereyken top güneş ışığı ile parladı ve prensesin gözlerini kamaştırdı. Prenses topu tutamadı ve top kuyunun içine kaçtı.

Olamaz babamın hediyesi altıntopum kuyuya kaçtı. Ama bu kuyu çok derin, nerede olduğunu bile göremiyorum.
Birden ağlamaya başladı. Kimse ona yardım edemezdi. Ağlamaya devam ederken birden bir ses duydu.

Neden böyle ağlıyorsun? Kalbim taştan olsa bile dayanamam. Prenses etrafına bakındı sesin nereden geldiğini bulmaya çalıştı.

Sen miydin çirkin kurbağa? Ağlamamın sebebi pırıl pırıl parlayan altın topumun kuyuya düşmüş olması.

Sen üzülme ben sana kolaylıkla yardım edebilirim, ama sen bana bunun karşılığında ne vereceksin?

Eğer topumu çıkarabilirsen ne istersen onu veririm. Elbiselerimi, takılarımı, altınlarımı, hatta başımda duran tacı bile verebilirim.

Elbiselerini, takılarının, altınlarını ya da tacını istemiyorum. İstediğim şeyler benimle arkadaş olman, birlikte oyun oynamak, aynı sofrada oturup yemek yemek, aynı içecekten içmek eğer kabul edersen ben topunu hemen çıkarırım.
Prenses kurbağadan sıkıldığı için ne derse kabul etmeye karar verir.

Tamam ne istersen hepsini kabul ediyorum. Sen sadece topumu kurtar hepsini yaparız söz.
Kurbağa bunu duyar duymaz hemen kuyuya atlar ve kısa bir süre sonra kuyudan çıkarak altıntopu çimlerin üzerine bırakır. Prenses topu aldığı gibi oradan kaçarak uzaklaşır.

Dur lütfen söz vermiştin beni de yanında götür ben senin kadar hızlı koşamıyorum. Ama nafile prenses gitmişti çoktan. Bir sonraki gün kral ve prenses yemek yemek için masaya oturdu. Prenses tam yemek yemeye başlayacaktı ki birden kapıdan bir ses geldi.

Prenses, lütfen aç şu kapıyı.
Prenses sesi duyunca kalkıp kapıya baktı. Kapıyı açar açmaz karşısında çirkin kurbağayı görünce

Seni çirkin şey ne işin var senin burada, nasıl gelirsin sen benim kapıma? Hemen buradan git.
Kapıyı sertçe kapattı ve tekrar kralın yanına döndü. Kral kızının halini görünce dayanamadı,

Ne oldu kızım kapıda seni götürmek isteyen bir dev mi var?

Hayır baba kapıda çirkin bir kurbağa var.

Ne istiyormuş bu kurbağa?

Dün kuyunun yanında altıntopum ile oynarken top bir anda kuyuya düştü. Kurbağa yanıma geldi ve topumu oradan çıkarabileceğini ama bir şartı olduğunu söyledi. Benimle arkadaş olmak istediğini söyledi. Bende o anda kabul ettim ama peşimden buraya kadar geleceğini bilmiyordum. Şimdi kapımın önüne gelmiş onu içeri almamı bekliyor.

Prenses kapıyı aç bana söz vermiştin.

Kızım söz verdiysen sözünü tutmalısın, aç hadi kapıyı al kurbağayı içeri.
Prenses babasının isteği üzerine kalktı ve kapıyı açtı. Prenses kapıyı açınca kurbağa zıplaya zıplaya yanına geldi.

Teşekkürler prenses. Beni sandalyede yanına oturt. Prenses sinirli sinirli kurbağaya baktı ancak babasının ona nasıl baktığını fark edince kurbağayı sandalyeye oturttu.

Birlikte yemek yiyelim.
Prensesin iştahı kaçmıştı. Zorla da olsa biraz yemeğini yedi. Kurbağa ise iştahlı iştahlı daldı yemeklere.

Biraz daha çorba alabilir miyim? Çok uzun zamandır böyle lezzetli bir şey girmiyordu mideme.
Prensesin tüm yedikleri boğazına diziliyordu. Sonunda kurbağa yemek yemeyi bitirdi.

Hadi odana gidelim ben çok yorgunum, bana o ipek yatağını hazırla birlikte uyuyup dinlenelim.

Yeter artık çirkin kurbağa hemen bu saraydan gideceksin.

Bir prensese bu sözler hiç yakışmıyor kızım. Bir soylu söz verdiyse eğer o sözü tutmak zorundasın. Sen de sözünü tutacaksın.
Prenses istemeden de olsa kurbağayı parmaklarının ucu ile tutarak odanın herhangi bir köşesine koydu.

Eğer buradan bir yere kıpırdarsan seni en karanlık ormana atarım.

Ama bende yorgunum, güzel bir uyku uyumak istiyorum. Eğer beni de yanına yatırmazsan seni krala şikayet ederim.

Sen gerçekten çok iğrençsin.
Prenses kurbağayı tutar ve hızlıca duvara fırlatır. Kurbağa o anda ölür ve yere düşer. Prenses kurbağayı dürter ve numara yapma kalk hemen der.

İnanamıyorum öldü mü gerçekten? Ben nasıl böyle bir şey yaparım.
Kurbağayı eline alır ve ağlamaya başlar. Sonra kurbağayı öper. Tam o anda kurbağa canlanır ve yere zıplar. Daha sonra da çok yakışıklı bir prense dönüşür.

Sen de kimsin küçük kurbağaya ne oldu?

Korkma, ben o minik kurbağayım, sonunda bir prense dönüştüm sana başıma neler geldiğini anlatacağım.

Ben insanken çok bencil ve şımarık birisiydim. Bir gün sıkılmış ve ormana ava çıkmıştım. Hayvanları öldürüyordum. Birden karşıma bir orman perisi çıktı.

O hayvanlarında canı var, onlar senin oyuncağın değil. Tanrı doğayı bunun için yaratmadı.

Sen benimle ne cüretle böyle konuşursun? Ben kimim biliyor musun? Ben kralın oğluyum, buraların prensiyim ben. Bu ormanda doğa da benim, tek sahibi benim.

Sen bilmiyorsun, doğanın tek bir sahibi vardır, o da tanrıdır. Bu evreni tanrı yarattı, o hayvanları öldürmeye senin hakkın yok. Tanrı bu harika doğayı senin gibi şımarık bir prens yok etsin diye yaratmadı.

Yeter artık çok saçmaladın çekil şuradan. Tam o anda peri uzun bir kadına dönüştü.

Seni bencil prens. Seni bir kurbağaya çevireceğim. Bu sayede doğayı anlayacaksın. Aç kalan yılanlar senin peşinden koşacak, tıpkı senin onları avladığın gibi seni avlayacaklar.
Peri bunu dedikten hemen sonra prens kurbağa oldu.

Lütfen yapma peri, affet beni bir daha asla doğaya zarar vermeyeceğim.

Yaptığın yanlışın farkına vardın ama seni affetmeyeceğim yine de sana büyünün nasıl bozulacağını söylemeliyim.

Lütfen söyleyin nasıl kurtulacağım? Kurtulmak ve tekrar insan olmak için her şeyi yapabilirim.

Kurtulmanın tek yolu doğaya saygısı olmayan bir prenses bulup onun sana iyi davranmasını sağlayacaksın. Eğer başarırsa insan olacaksın.
Prenses hatasını anladı ve kendinden utandı.

Üzülme prenses artık bitti bundan sonra canlılara iyi davran hepsine nazik ol.

Sana söz veriyorum prens bundan sonra tüm canlılara karşı nazik olacağım.

Tamam söz verdiğine göre senden bir şey isteyeceğim prenses.

Tabi ki ne istersen yapabilirim.

Sen gerçekten benim bu güne kadar gördüğüm en güzel kızsın, ben sana aşık oldum, benimle evlenir misin?
Güzeller güzeli prenses bu teklifi hiç düşünmeden kabul etti. Tüm olanları krala anlattılar ve evlenmek istediklerin söylediler. Kral evlenmelerine izin verdi ve evlendiler. Her gün birlikte bahçeye ve ormana gidip hayvanları beslediler. Yakışıklı prensi bir kurbağaya dönüştüren orman perisi onları gördü ve çok mutlu oldu.

Sizi tebrik ederim çocuklar. Siz de artık yüce insanlar oldunuz. Aslında her insanın içinde yüce bir kişilik yatar. Ancak çoğu kişi bunu dışarı çıkaramaz. Siz doğaya iyi davranarak yüce birer insan olduğunuz kanıtladınız. Çünkü doğayı seven ve doğaya iyi davranan insanlar yüce insanlardır. Tanrı sizin mutlu olmanız için elinden gelen her şeyi yapmalı.
Prens ve prenses orman perisinin kendileri için söylediklerinden sonra uzun ve mutlu birer hayat sürmüşler.

Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments