Güzel ve Çirkin Masalı

Güzel ve Çirkin Masalı Evvel zaman içinde kalbur saman içinde develer tellal pireler berber iken ülkenin birinde zenginliği ile dillere destan bir tüccar yaşarmış. Bu zengin tüccarın üç tane de kızı varmış. Ancak tüccarın kızlarından ikisi çok bencillermiş. Ancak üçüncü kız diğerlerinin aksine çok iyi kalpli ve yardımsevermiş. Bu sebeple de kızın adı Güzel’miş. Bu zengin tüccarın çok sayıda ticaret gemisi varmış. Ancak bir gün adamın gemilerinin tamamı denizde çıkan fırtınada batmış. Gemileri batan tüccarın tüm zenginliği de bu sayede kaybolmuş.
Bir tek ellerinde onlara ait kasabada bulunan küçük bir ev kalmış. Zenginliğin bittiğini öğrenen bencil kızlar bu duruma çok üzülmüş. Üzüntülerini de ev işlerini yapmamakla göstermişler. Böylece evin tüm işleri Güzel olan kıza kalmış. Günler sıkıntıyla geçerken bir gün tüccar battığını sandıkları gemilerin limana geldiği haberini almış. Geminin durumuna bakmak be haberin doğruluğunu öğrenmek amacıyla da limana gitmeye karar vermiş.

Yola çıkmadan önce de üç kızına da babalarından gelirken onlara getirmesi için bir şey isteyip istemediklerini sormuş. Bunun üzerine bencil olan iki kızı babalarından giyecek elbiseler ve takabilecekleri mücevherler istemişler. İki kızının isteğini öğrenen baba üçüncü kızına yani Güzel’e babasından ne getirmesini istediğini sormuş. Güzel ise babasından sadece bir tane gül istediğini söylemiş. Güzel isimli kızının da isteğini öğrenen tüccar gemisini görmek amacıyla limana gitmek için yola koyulmuş.
Tüccar limanda gemisini bulmuş ve gemisinde bulunan paraları almış. Ancak son gemiden kalan tüm para ve eşyaları da dolandırıcıların tuzağına düşerek onlara kaptırmış. Böylece tüccar yine fakir haline geri dönmüş.
Dolandırılmış olmasına ve paraların gitmesine ise çok üzülmüş. Evine gitmek için yollara koyulan tüccarın yolu bir ormana düşmüş. Orman akşam olduğu için çok karanlıkmış. Üstelik yağmur da yağıyormuş. Akşam olduğu için yabani hayvanların seslerini duyan tüccar ormanda kaybolmaktan çok korkmuş. Ancak yolundan geri durmamış ve atıyla yola devam etmiş.

Saatler geçerken tüccarın karşısına görkemli bir şato çıkmış.
Karşısına çıkan şatodan gelen ışıklar tüccarın dikkatini çekmiş. Diğer yandan şatonun çok görkemli olmasına rağmen içerisinde kimsenin olmaması da dikkatini çekmiş. Aynı zamanda tüccarı da korkutmuş. İçeride bulunan şömineler yanıyor olsana kimseler yokmuş. Kimse var mı diye seslenen tüccar hiç bir cevap alamamış. Kimseden cevap alamayınca da tüccar atından inerek görkemli şatoya girmiş. Şatodan içeri girdiğinde de masada birbirinden lezzetli yemeklerin olduğunu görmüş. Karnı çok acıktığı içinde masa da bulunan yemekleri yemiş. Tüccar yemeğini yedikten sonra çok yorulduğunu fark etmiş.
Bunun üzerine şatoda bulunan odalardan birine girmiş ve yatağa yatarak uykuya dalmış. Gece boyu deliksiz bir uyku çeken tüccar sabah uykudan uyandığında gözlerine inanamamış. Çünkü kaldığı odada temiz ve güzel elbiseler varmış. Bu elbiseler tüccarın giymesi için konulmuş. Odaya konulmuş olan kıyafetleri çok beğenen tüccar bu kıyafetleri giyip aşağıya inmiş. Aşağıya indiğinde de lezzetli bir kahvaltı masasıyla karşılaşmış.
Enfes kahvaltı sofrasında karnını da doyuran tüccar ona bir perinin iyilik yaptığını düşünmüş. Ona iyilik yapan periye teşekkür etmeyi düşünen tüccar periyi görmeyi düşünse de etrafta kimse olmadığı için teşekkür edememiş. Beklese de yola düşmesi gerektiği için bir süre sonra şatodan ayrılmaya karar vermiş. Tam şatodan gidecekken de şatonun bahçesinde çok güzel güller görmüş. Gülleri gören tüccarın aklına ondan gül getirmesini isteyen kızı Güzel gelmiş.

İki kızının istediklerini götüremeyen tüccar güllerle bir kızını mutlu edeceğini düşünmüş. Bunun üzerine bahçede bulunan güllerden bir tanesini koparmış. Gülleri koparır koparmaz etrafı korkunç bir kükreme sesi sarmış. Kükreme sesini duyan tüccar korkarken kükreme sesini çıkaran korkunç bir canavar tüccarın karşısına çıkmış.
Canavar tüccara çok kızgınmış ve tüccara ona iyilik yapıp yemekler ve kıyafetler verdiğini ancak onun nankörlük yaptığını söylemiş. Çünkü tüccar ona yapılan iyiliklere karşılık canavarın şatosundan gül çalmaya kalkmış. Canavardan ve sözlerinden çok korkan tüccar canavara gülleri kızına götürmek için kopardığını ve kötü niyeti olmadığını söylemiş. Konuşurken tüccar canavara efendim demiş.
Bu ise canavarı daha çok kızdırmış ve kendisinin efendi değil canavar olduğunu söylemiş. Daha sonra canavar tüccara kızlarına gidip sormasını ve onunla yaşayacak kızı olup olmadığını öğrenmesini istemiş. Ayrıca kızlarından birisinin onunla yaşamayı kabul etmemesi durumunda da tüccarın önündeki üç ay sonunda öleceğini söylemiş. Daha sonra da tüccarı kızlarına sorması için bırakmış. Tüccar canavarın sözlerinden dolayı çok üzülmüş ve yola koyulmuş. Çünkü kızlarının canavarla yaşamayı kabul etmeyeceklerini düşünüyormuş.

Saatler sonrada evine ulaşmış. Paralarını kaptırmaktan dolayı üzgün olan tüccar başından geçen her şeyi kızlarına anlatmış. Babalarının başından geçenlere önem vermeyen iki bencil kızı babaları gelirken onlara hediye mücevher ve elbise getirmedi diye üzülmüşler. Ancak iyi kalpli olan Güzel babasının başından geçenlere ve dolandırılmasına çok üzülmüş. Tüccar baba şatoda yaşadıklarını ve canavarın sözlerini de kızlara anlatmış.
Duydukları sonrası babasına üzülen Güzel canavarla yaşamak için kendisinin gidebileceğini söylemiş. Zaten bencil olan ablaları da onun gitmesi gerektiğini çünkü babalarının canavar tarafından ölümle tehdit edilmesinin onun gül isteği yüzünden olduğunu söylemişler. Canavarın verdiği üç ay dolarken tüccar baba kızı Güzel ile canavarın yaşadığı şatoya gitmiş.
Baba kız şatoya gittiklerinde her şeyin üç ay öncesindeki gibi olduğunu görmüşler ve etrafta yine hiç kimse yokmuş. Kendileri için hazırlanmış sofraya oturan baba kız bir güzel karnını doyurmuş. Derken yemeğin sonunda tüccarı tehdit eden canavar görünmüş.
Canavarı gören Güzel çok korkmuş çünkü canavar babasının onlara anlattığında daha korkunç görünmekteymiş. Canavar tüccarın yanında güzel kızı görünce ona yanına kendi isteğiyle gelip gelmediğini sormuş. Canavarın sorusu üzerine Güzel doğruyu söyleyerek kendi isteğiyle geldiğini belirtmiş.

Bunun üzerine canavar Güzel’e babasının gideceğini ve ikisinin beraber yaşayacaklarını söylemiş. Güzel çok üzülürken tüccar şatodan ayrılmış. Derken gece olmuş ve babasının arkasında ağlayarak uykuya dalan Güzel rüyasında bir peri görmüş Peri Güzel’e babasını kurtarmak amacıyla aldığı bu kararın bir karşılığı olacağını belirtmiş.
Bu rüya üzerine Güzel şatoda canavarla yaşayabileceğini düşünmeye başlamış ve şatoda dolaşmış. Daha sonra şatonun bahçesine çıkmış ve bahçedeki güllere hayran kalmış. Bahçeden sonra şatonun içini de gezen Güzel şatonun içinde kendi adının yazdığı bir kapı olduğunu görmüş. Kapıyı açan Güzel orasını bir oda olduğunu ve odanın da onun hayallerindeki gibi hazırlandığını fark etmiş.
Bunun üzerine canavarın onun rahatını düşündüğünü ve ona zarar vermeyeceğine karar vermiş. Odada çok sayıda kitap varmış ve Güzel bu kitaplardan birisini alıp kapağını açtığında kitapta isteğinin yerine geleceğini yazdığını fark etmiş. Bunun üzerine Güzel tüccar babasını görmek istediğini belirtmiş. İsteğinin sonunda ise oda da yer alan aynada babasının görüntülerinin yer aldığını fark etmiş. Babasını uzaktan da olsa görmek Güzel’in yalnızlığına iyi gelmiş.
Saatler geçerken yemek saati gelmiş ve yemekte Güzel’in karşısına canavar çıkmış. Canavar Güzel’e onu izleyip izlemeyeceğini sorarken Güzel ona şatonun ona ait olduğunu ve istediğini yapmakta özgür olduğunu söylemiş. Bunun üzerine canavar Güzel’e oranın sahibinin kendisi olduğunu ve o isterse canavarın gideceğini söylemiş. Ayrıca canavar Güzel’e onu çirkin bulup bulmadığını sormuş. Yalan söylemeyi sevmeyen Güzel ise ona doğru cevabı vererek çirkin bulduğunu söylemiş. Sonrada canavarın evlenme teklifini asla kabul etmeyeceğini belirtmiş. Ancak canavar ondan onu sevmese de bırakıp görmemesine dair bir söz almış.

Günler geçerken Güzel canavara alışmaya başlamış çünkü canavar her gün onunla sohbet etmek için geliyormuş. Güzel canavara alışsa da onun çirkin olmamasını ve ona evlenme teklif etmemesini istiyormuş. Çünkü canavarın teklifi ret etmesinden sonraki hallerinden korkuyormuş.
Aylar geçerken bir gün Güzel tüccar babasının hasta olduğunu görmüş ve onun yanına gitmek istemiş. Canavar onun gitmesine izin vermiş ve onun gidip geri dönmeyeceğini bildiğini belirtmiş. Ancak babasının yanına gittikten sonra geri dönmek isterse ona verdiği yüzüğü yastığının altına koymasını söylemiş. Güzel ona döneceğine dair söz vermiş ve uyandığında kendini babasının evinde bulmuş.
Babasının yanında kalan Güzel bir hafta sonunda gitmeye karar vermiş ancak ablaları onu kandırarak bir hafta daha kalmaya ikna etmişler. Güzel babasının yanında kalırken aynı zamanda yokluğunda canavarı özlediğini fark etmiş. Daha sonra da rüyasında canavarı kötü halde görmüş. Bunun üzerine ona haksızlık yaptığını düşünerek yüzüğünü yastığın altına koymuş.

​​​​Sabah uyandığında ise kendini şatoda bulmuş. Canavar’ı çok beklemiş ancak canavar gelmemiş. Bunun üzerine Güzel çok üzülmüş ve onsuz öleceğini söylemesine rağmen dönmemesinden dolayı kendini suçlamış. Ancak Canavar ortaya çıkmış ve Güzel’in görünce çok şaşırmış ve ölmeyi beklediğini söylemiş. Bunun üzerine Güzel Canavara onu sevdiğini ve evlenmek istediğini söylemiş.
Bu sözler üzerine birden farklı şeyler olmuş ve şato daha güzel hale bürünmüş. Güzel yanında dikilen Canavar’ı baktığında da yanında bir prens olduğunu görmüş. Bunun üzerine canavarı istediğini söyleyerek ağlamış. Bunun üzerine prens tanıdığı Canavar’ı kendisi olduğunu ve kötü perinin onu canavara çevirdiğini anlatmış.
Evlenmeyi istediği için büyüyü bozduğunu söylemiş. Daha sonra Güzel’in rüyasındaki peri ortaya çıkmış ve ödülünü aldığını söylemiş. Prens Güzel’i ve babasını alıp ülkesine götürmüş. Prensin ülkesinde Güzel ve prens evlenmişler. Böylece sonsuza dek mutlu yaşamışlar.

Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments