Sarı Gelin Türküsünün Hikayesi

Sarı Gelin Türküsünün Hikayesi

Türkünün popülerlik ve sevgi kazanmasının ikinci nedeni sözsüz ki, içeriğidir. Türkü bir aşk hikayesini anlatıyor. Sarı gelin Türküsünü insanlara sevdiren üçüncü şey – halk sanatının başka bir örneği olan melodisidir. Sarı Gelin Türküsünün tarihi hakkında çok ilginç gerçekler var.

Sarı Gelin Türküsünün Hikayesi

Osmanlı yazarı Ahmet Refik Altunay “Kafkas yollarında” adlı hatıra kitabında bu Türkünün hikayesini anlatırken okuyuculara çok önemli bilgiler veriyor. Hikayeye göre bir Türk genç köyünde yaşayan Hristiyan bir kıza aşık oluyor. Her sabah tarlaya giden kızı izliyor. Hatta onu görebilmek için bir pazar günü eline haç alarak kiliseye giriyor ve dini ayetler okuyan kızı izliyor. Daha sonra hüzünle şarkı söylemeğe başlıyor.

Türkü böyle seslenir:

Vardım kilisene baktım haçına,
Mail oldum bölük bölük saçına.
Kız seni götürem İslam içine,
Vay, Sinan ölsün, Sarı gelin
Ah, seni vermem dünya malına.

Bu Türkü aslında tüm içeriği ile bir Türk folkloruna ait olduğunun göstergesidir. Türkü herkesin ezbere bildiği “saçın ucun hörmezler” sözleri ile başlıyor. Tarihi çok derinlere giden eski Türk adetlerine göre küçük yaşta anne ve babaları kızlarının saç ucunu irelide evlendirileceği erkeğin saçına hörgü yaparak “sözlü” yapıyorlardı. “Saçın ucun hörmezler, seni bana vermezler” sözleri de Türk gencin sevgisinin mutlu sonla bitmeyeceğine, başka dinden olan kızı ona eş olarak vermeyeceklerine işaret eder.

Sarı Gelin Türküsünün Hikayesi

Türkü hakta anlatılan diğer hikayeye göre ise “Sarı gelin” eşini kaybetmiş dul kadınlara denirmiş. “Sarı gelinler” eşlerinin ölümünden sonra kimseyle evlenemezmiş.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Sar%C4%B1_Gelin

Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments