Aç Kurt Masallı

Bir varmış, bir yokmuş.

Allah’ın kulu çokmuş. Çok söylemesi günahmış; hikâye söylemesi sevapmış.

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde bir kurt yaşarmış. Köyün kıyısında kışları açlıktan kıvranıyormuş.

Yine böyle bir gün:- Köye gideyim de oradaki inekten, koyundan yiyeyim, demiş.Köye gitmiş, bir ineğe rast gelmiş:- İnek, ben öyle açıktım ki seni yiyeceğim, demiş.- Dur, beni şimdi yeme. Şuraya kadar sırtıma bin, in; birbirimizi gezdirelim de beni öyle ye, demiş.

Kurt kabul etmiş ve o sırada da inek kaçmış. Kurt bir ahırın önüne gitmiş. Ahırdan bir katır çıkmış. Katıra:- Açlıktan ölüyorum, katır seni yiyeceğim, demiş.- Benim etim sert, sen beni yiyemezsin. Gideyim, baltayla satırı getireyim de beni öyle ye, demiş. Baltayla satıra gidiyorum diye katır da kaçmış.

Kurt, av aramaya devam etmiş. Bir koyuna rastlamış:- Koyun, açlıktan ölüyorum, seni yiyeceğim, demiş.- Yok, beni şimdi yeme.

Gel, seninle şu tarafa doğru gidelim de orada bir oynayalım, demiş.

O da kurdu kandırıp kaçmış. Sonra kurt, keçiyle karşılaşmış. Keçiye:- Seni yiyeceğim keçi, çok açım, demiş. Keçi:- Benim karnımda iki tane yavrum var.

Bizi üç olunca ye, demiş. Sonra o da kaçmış.

Kurt harmanlığa doğru yoluna devam etmiş. Bir ata rast gelmiş. Ata:- At, açlıktan ölüyorum. İmkânı yok, kaçırmam seni; seni yiyeceğim, demiş.

At:- Yok, beni şimdi yeme. Gel, sırtıma bin de bir cirit oynayalım. Beni ondan sonra ye, demiş.

Böylece at da kaçmış. Kurt bütün avlarını kaçırmış. Bu sefer düşünmeye ve kendi kendine söylenmeye başlamış:- Be hey kurt! Eline geçti bir inek, ye de boynuzlarını dinelt.

Sen ne yapa-caksın inmeyi, binmeyi? Kâtip mi olduydun, demiş.

Katırı düşünmüş.:-)

Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments