Yalan Söyleyen Kaplan Hikayesi Çok eski zamanlarda, ormanların birinde çok karizmatik bir kaplan yaşarmış. Çok karizmatik olmasına karşın bu kaplan sürekli olarak yalan söylermiş. İnsanlar onun yalan söylediğini anlasalar bile bazen inanırlarmış. Fakat o yalanı o kadar alışkanlık haline getirmiş ki herkes onu bu huyu ile tanımaya başlamış.
Bir gün kaplanın başına bir şey gelmiş. O kadar kötü bir şey gelmiş ki kaplan yemeden içmeden kesilmiş. Arkadaşları ile konuşmaz olmuş. Kimse de gelip derdini sormamış. Çünkü gene bir şeyler karıştırdığını düşünüyorlarmış. Ama günler günleri kovalamış, dertler dertleri kovalamış ve sonunda ormanın kralı gelmiş ve kaplana ne derdi olduğunu sormuş.
Kaplan ise buna yanıt olarak ‘’ Kralım, derdimi söylesem ne olacak ki, kime bana artık inanmıyor. Zamanında çok yalan söyledim. Şimdi çıksam gerçekleri anlatsam, herkese bunları söylesem ne olacak kim inanacak bana. En iyisi beni boş verin demiş.
Aslan Kral bunun üzerine biraz kızmış. Çünkü ormanların tek hakimi oymuş. Kendi dediklerinin dışına çıkılması hoşuna gitmezmiş. Her zaman ne isterse olsun istermiş. Bu nedenle sorusunun yanıtını alana kadar tekrar tekrar sormaya karar vermiş.
‘’ Bak eğer derdini söylemezsen derman bulamayız. Biliyoruz ki biz bu ormanda birlikte yaşamak zorundayız. Sen çok yalan söyledin şimdiye kadar. Ama her zaman yalan söyleyeceksin diye bir şey yok ya. Sen de hatanı anlamışsın belli ki. Bu da büyük bir erdem. Sen en iyi bize derdini anlat, belki birlikte çözüm buluruz. Eğer çözüm bulamazsak da birlikte üzülürüz.
Kaplan bu sözleri duyunca çok duygulanmış. Onu seven ona değer veren birileri olması çok güzelmiş. Fakat yaptığı hatalar hep gözünün önüne geliyormuş. Bu nedenle biraz düşünmüş. Ne cevap verse boş gibi geliyormuş kendine. Ama Kral’a da hak vermiş aslında. Sonuç olarak hep birlikte yaşamaları gerekiyormuş.
‘’Kralım tamam dökerim içimi. Ama bir şartım var. Bu şartımı kabul etmeniz gerekiyor. Şimdiye kadar söylediğim cezalar için beni cezalandırmanızı istiyorum. Eğer beni cezalandırmazsanız, benim vicdanım asla rahatlamaz. Bu yüzden de bana en ağır cezaları verin, hem bu iki taraf içinde en mantıklı hareket olur.
Aslan kralı bunu düşünmüş. Aslında haklıymış. Her yapılanın bir cezası olması gerektiğini düşünmüş. Fakat ceza ne ceza vereceğini tam bulamamış. En iyisinin tüm orman heyetinin bir araya gelmesi ve ortak bir karar alınması gerektiğine karar vermiş.
Ertesi gün tüm orman heyeti toplanmış. Kral en başlarındaymış. Düzen kurulmuş ve nihai karar için Aslan kral konuşma yapmış;
‘’ Sen şimdiye kadar bize hep yalan söyledin. Bu nedenle çok üzdün bizi. Ama biz seni üzmek istemiyoruz. Sonuç olarak topluluk olarak yaşıyoruz. Hem derdinin ne olduğunu da öğrendik. Bu dert her zaman aramızda sır olarak kalacak. Kimseye söylemeyeceğiz. Sana da bir ceza vereceğiz elbet. Cezan artık dertlerini içinde tutmaman. Bir daha bir şey olduğu zaman gelip bize anlatacaksın. Çünkü derdini içine atman çözüm yaratmaz’’
Sonrasında orman artık eskisi gibi olmamış. Kaplan bir daha yalan söylememiş. Sır tutmanın ne denli önemli olduğunu herkes anlamış. Sırlar hayatımızda her zaman vardır. Fakat bu sırlar bize yük değildir. Sadece bilgilerimizi arttırır. Yalan söylemek dünyanın en hatalı davranışıdır. Bu nedenle yalan söylememek için içimizde bir şey tutmamız gerekir. Kaplan bu olaydan anlamış ki, sır tutmak yalan söylemekten aslında çok daha kolay.