Çok ama çok eski zamanların birinde uzak mı uzak bir okyanusta yunus balıkları, balinalar ve çeşitli deniz canlıları yaşarmış.
Bu okyanusun derinliklerinde onlarca tür canlı birlikte mutlu bir şekilde yaşıyormuş. Ayrıca okyanusun derinliklerinde hayvanlardan başka deniz kızları ve deniz adamları da yaşamlarını sürdürüyorlarmış.
Okyanusun derinliklerinde yaşayan onlarca deniz kızından biri olan küçük deniz kızı, okyanuslar kralı olan haşmetli babası, yaşı babaannesi ve kendi gibi güzel 6 ablası ile yaşıyormuş.
Babaannesi ve ablaları ona okyanus dışında yaşayan insanlar ve dışarıdaki dünyanın nasıl olduğuyla ilgili hikayeler anlatıyorlarmış. Ancak küçük deniz kızı hiç bir şekilde bu anlatıları yeterli görmüyormuş. Çünkü tüm bunları kendisi yaşayarak görmek istiyormuş.
Ama okyanuslar kralı olan babası kızının güvenliğinden endişe ettiği için ablalarının yaşına gelip prenses oluncaya kadar küçük deniz kızının yanından ayrılamayacağını söylüyormuş.
Kral olan babası buna neden olarak, insanların okyanusları ve doğayı kirlettiğini ve bu sebeple canlı türlerinin yok olmasına neden olduklarını söylüyormuş. Krala göre doğaya zarar veren insanlar, biricik kızına da zarar verebilirmiş.
Ancak küçük deniz kızı ne olursa olsun okyanusun üstünde ne olduğunu merak ettiği için bir gün arkadaşı balinaya gitmiş ve isteğini anlatmış. Kralın çok kızacağını bilen balina ilk başta bu isteği reddetse de küçük deniz kızının üzülmesine dayanamamış ve onu gizlice okyanusun üzerine götürmüş.
Su üstüne çıktığında içinden güzel bir ses gelen bir gemi görmüş. Bu gemide padişah oğlunu evlendireceği kızı seçmek için güzel bir eğlence düzenliyormuş.
Yunus balığı küçük deniz kızını gitmemesi için ikna edememiş ve deniz kızı geminin yakınına kadar gelip çalan müziğe harika sesiyle eşlik etmeye başlamış.
Prens sesi duyup denize baktığında kimseyi görememiş ama deniz kızının sesine hayran kalmış.
Tüm bu yaşananları okyanusta yaşayan deniz cadısı da büyük bir merakla izliyormuş.
Deniz cadısı kötülük amacıyla büyüler yapıp fırtınalar çıkarmış. Prensin ve flütün suya düştüğünü gören küçük deniz kızı, prensi kurtarmış ve bir sahile götürmüş.
Tam bu sırada prens gözlerini açmış ama köpeklerin sesi yüzünden kaçan deniz kızını görememiş.
Deniz kızı eve dönerken flütü de yanında götürmüş. Okyanuslar kralı babası flütü görünce kızının insanlarla temas kurduğunu anlamış ve ona dışarı çıkmayı yasaklamış.
Prensi görmeyi çok isteyen deniz kızı çaresiz bir şekilde okyanus cadısından yardım istemeye gitmiş. Cadı deniz kızının istediğini yapmak için deniz kızından sesini ona vermesini istemiş.
Eğer sesini bana verirsen seni insan yaparım diyen cadının isteğini deniz kızı mecburen kabul etmiş.
Cadı hemen bir büyü yapmış ve demiş ki seni 3 günlüğüne insan yapıyorum. Üç gün içinde prens sana aşık olmazsa bir daha prensi göremeyeceksin ve tekrar deniz kızı olacaksın demiş.
Küçük deniz kızı iksiri içmiş ve yunusla birlikte yukarı çıkmış. Yukarı çıkarken deniz kızının kuyruğu da ayak olmaya başlamış. Tam o sırada sarayındaki balkondan denize bakan prens küçük deniz kızını görmüş.
Prens hemen ona yardıma gitmiş. Ve deniz kızına beni kurtaran sen miydin diye sormuş. Sesi çıkmayan deniz kızı başına sallamakla yetinmiş.
Deniz kızının sesi çıkmayınca prens, beni kurtaran kişinin hem sesinin güzel olduğunu hem de deniz kızı olduğunu düşündüğünü söylemiş. Ancak kızı orda yalnız başına bırakmamış ve yardım etmek için saraya götürmüş.
Küçük deniz kızı sesi çıkmadığı için prensi onu kurtaranın kendisi olduğu konusunda bir türlü ikna edememiş. Bu nedenle sesini okyanus cadısına verdiği için büyü bir pişmanlık duymuş.
İkna olmayan prens de yavaş yavaş hayal kırıklığına uğramaya başlamış ve kendisini kurtaran deniz kızını asla bulamayacağını düşünmeye başlayıp ümitsizliğe kapılmış.
Sarayda 3. gününe giren küçük deniz kızı cadının kendisine, üç içinde prensi kendine aşık etmezse tekrar deniz kızına dönüşeceğini ve bir daha asla prensi göremeyeceğini söylediğini hatırlamış.
Bunları hatırlayan küçük deniz kızı hayal kırıklığına uğramış bir şekilde kaderini kabul etmiş ve deniz kızına dönüşmeyi beklemeye başlamış.
Üzüntülü bir şekilde otururken okyanustan gelen gürültülü bir ses duymuş. Okyanusa baktığında 6 ablası, okyanuslar kralı olan babası ve yaşlı babaannesinin kendisine doğru geldiğini görmüş ve çok sevinmiş.
Babaannesi ona üzülmemesini söyleyip, sana yardım etmeye geldik demiş.
Küçük deniz kızı nasıl bir yardımları olacağını anlamamış.
Okyanuslar kralı babası sevginin ne kadar güçlü bir şey olduğunu anladığı için kızının bu şekilde mutsuz olmasına gönlü el vermemiş. Bu nedenle babaannenin elinde duran deniz kabuğuna asası ile büyü yapmış ve küçük deniz kızının sesi yerine gelmiş.
Ardından küçük deniz kızı yunusla birlikte prensin evleneceği gemiye doğru harekete geçmiş. Prens tam evlenecekken önceden duyduğu sesi tekrar duymuş. Çünkü küçük deniz kızı denizde şarkı söylüyormuş. Prens hemen denize atlamış ve deniz kızına, en başından beri senin olduğunu biliyordum demiş.
Ardından muhteşem bir düğün tertip edilmiş ve prensle küçük deniz kızı evlenmişler. Deniz kızı artık bir insan olarak hayatını sürdürmüş.
Onlar mutlu bir hayat sürerken okyanus cadısı da tüm bu yaşananları görmüş ve derin bir üzüntüye kapılmış.
Prens ve küçük deniz kızı da ömürlerinin sonuna kadar mutlu mesut yaşamışlar.