Baba İle Oğul Bir varmış bir yokmuş. Yıllar yıllar önce bir köyde yaşayan baba oğul varmış. Baba altmış yaşlarında oğul da 25 yaşlarında imiş. Bir gün baba ve oğul evlerinin bahçelerinde beraber otuyorlarmış. Bahçelerindeki elma ağacına bir kuş konmuş, dalda neşeyle ötmeye başlamış. Kuşu gören baba oğluna bu ne diye sormuş. Oğlu da kuş baba diye cevap vermiş.
Baba gözünü kuşa dikmiş ve takip etmeye başlamış. Aradan geçen az bir zaman sonunda baba tekrar oğluna dönerek bu ne diye sormuş. Oğul babasının baktığı yöne yönelmiş ve ağacın dalındaki bir kuş baba demiş. Bana tekrar gözünü kuşa iliştirmiş ve kuşu izlemeye koyulmuş. Aradan kısa bir zaman geçtikten sonra baba tekrardan bu ne diye oğluna sormuş.
Oğlan babasının baktığı tarafa dönmüş ve kuş olduğunu görünce sinirlenmeye başlamış.
Kızgınlıkla babasına dönmüş ‘ Baba sabahtan beri bu ne diye soruyorsun. Ben de sana o bir kuş diye cevap veriyorum ama sen yine sormaya devam ediyorsun. Hem sen onun kuş olduğunu da biliyorsun. Niye aynı şeyi tekrar edip duruyorsun? Beni anlamıyor musun? demiş. Oğlan o kadar kızmış ki bütün sinirliliğiyle babasına söylenmiş. Babası da sanki oğlunun bu cevabı vereceğini biliyormuş gibi gitmiş bir defter almış. Ona bir ders vermek istiyormuş. Ve defteri oğluna uzatıp okumasını istemiş. Oğlan defterde yazılanları içinden okumaya başlamış. Ama babası ondan yazılanları yüksek sesle okumasını istemiş.
Notta yazılanlar ise şöyleymiş:
‘Bugün oğlumla beraber parka gittik. Oğlum parkta yürümeye ve okumaya başladı. O sırada parktaki erik ağacına bir kuş kondu. Oğlum kuşu görünce heyecanla ve merakla bu ne diye bana sordu. Ben de oğlum o bir kuş diyerek cevap verdim. Oğlum kuşa tekrar baktı ve bana dönüp baba bu ne diye sordu. Ben de tekrardan oğlum o bir diye cevapladım. Oğlum kuşa tekrar bakıp inceledikten sonra bana dönüp baba bu ne diye sordu. Ben ise bütün sabırlılığımla oğluma sevgiyle baktım ve oğlum o bir kuş diye cevap verdim. Oğlumu her şeyiyle çok seviyorum.‘
Oğlu notu gözleri dolmuş bir şekilde okuduktan sonra babasına döndü. Boğazı düğümlenmiş ve zor konuşuyordu. Babasına şunları söyledi: ‘Babacım beni affeder misin? Senin gösterdiğin sabrı ben sana gösteremedim. Bunun için özür diliyorum’ daha sonra babasına sarıldı ve bundan sonra daha dikkatli davrandı.