Ali Baba ve Kırk Haramiler Masalı

Ali Baba ve Kırk Haramiler Masalı Zamanın birinde, çok uzun zaman önce Pers adı verilen bir ülkede yaşlı bir adam yaşar imiş. Adam yaşamını tüccarlık yaparak idare ettiriyormuş. Bu yaşlı tüccarın iki tane de oğlu varmış. Ama oğulları beyaz ile siyahın zıtlığı gibi birbirlerine zıt insanlarmış. Adamın oğullarından biri Ali, diğeri de Kasım imiş. Büyük olan oğul Kasım parayı oldukça fazla severmiş. Ve aynı zamanda da oldukça zenginmiş. Ama o kadar zenginliğine rağmen çok da pinti biriymiş.
Küçük oğul Ali’ye gelince, o oldukça fakirmiş. Çevresinde de herkes ona Ali baba dermiş. Ailesi ve Ali baba oldukça zor bir hayat sürüyormuş. Abisinin o kadar zengin olmasına rağmen Ali babanın hiçbir şeyi yokmuş. Odun kesip satar, o odunların parasıyla geçinirlermiş. Onun bu fakirliğine karşılık abisinin çok zengin olmasınınsa bir nedeni varmış. Abisi babalarından kalan bütün malı kendi üzerine geçirip Ali babaya hiçbir şey vermemiş. Ali babaysa bu duruma üzülse de hiçbir şey demeyip odunlarını satarak hayatına devam etmiş.

Ali baba bir gün odunlarını keserken kulağına birden at sesleri gelmiş. Meraklanan Ali baba bir çalılığın dibine saklanarak gelen at seslerini beklemeye koyulmuş. Atlar Ali babanın şimdiye kadar bir arada gördüklerinden çok daha fazlaymış. Ali baba önünden geçen atları tek tek saymış. Tam 40 tane at varmış. 40 atın üstünde de 40 tane adam oturuyormuş. Atların eyerlerinde de birçok çuval asılıymış.
Ali baba adamları izlemeye devam etmiş. Atlar bir mağaranın önünde hep birlikte durmuşlar. Ali baba ne yapacaklarını merak ederken atlardan birinin üstünden bir adam inmiş ve kayanın önünde durmuş. Bu sakallı adam mağaranın önünde ellerini iki yana açmış ve Açıl susam açıl diye kayaya seslenmiş. Adamın seslenmesiyle birlikte bir gürültü kopmuş ama ne gürültü. Mağaranın önündeki kaya birden yerinden oynamaya başlamış ve mağaranın ağzı açılmış. Atlar mağaranın açılmasının ardından mağaradan içeri girmeye başlamışlar.
Atların hepsinin de içeri girmesinin ardından bu kes içeriden bir başka ses duyulmuş: Kapan susam kapan. Mağara aynı şekilde kapanmaya başlamış. Ali baba bu olaya anlam veremeyerek şaşkınlık içerisinde beklemeye devam etmiş. Ardından bir zaman sonra kayanın yeniden büyük bir sesle açıldığını görmüş. 40 tane atlı adam içeriden çıkmışlar. Ama bu kez yanlarında çuvalları yokmuş.

Ali baba adamlar iyice gözden kaybolduktan sonra çalıların arasından çıkıp mağaranın önüne gelmiş ve sakallı adamın dediklerini tekrarlamış. Mağara yine büyük bir gürültü kopararak açılmış. Ali baba korka korka mağaradan içeri girmiş. Mağarada biraz ilerleyince buranın bir depo olduğunu görmüş. Mağaranın ilerisinde sandıklar ve çuvallar dolusu gümüş, altın, takı ve elmas varmış.
Ali baba anlamış ki mağaraya girip çıkan bu adamlar o meşhur 40 haramilermiş. Haramiler insanlardan çaldıkları altınları, mücevherleri buraya saklıyorlarmış. Ali baba hazineyi gördükten sonra dayanamayarak yanındaki eski çulun içine doldurabildiği kadar bu hazineden doldurmuş. Mağaradan çıkmış ve haramiler anlamasın diye yine o sihirli sözcükleri söyleyerek mağarayı kapatmış.
Mağaradan çıkan Ali baba fakirlik dolu evine doğru yola koyulmuş. Birkaç saat sonra evine varan Ali baba çok mutluymuş. Ailesi Ali babanın neden bu kadar mutlu göründüğünü anlamıyormuş. Ali baba biraz soluklandıktan sonra altınla doldurduğu çulunu ailesine göstermiş. Tüm aile mutluluktan havaya uçmuşlar.

Ailesi altınların nereden geldiğini sormuş Ali babaya. Ali baba da ailesine bugün başına gelen her şeyi anlatmış. Haramileri, altınla mücevher ile dolu olan mağaralarını, bir çağırmayla açılan mağarayı her şeyi anlatmış.
Ali baba ailesiyle birlikte altınlarını saymaya başlamış. Ama altınlar çok fazla olduğu için say say bitmiyormuş. Ali babanın aklına bir şey gelmiş. Karısını Kasım abisinin evine yollayıp onlardan tartı almasını söylemiş. Ali babanın karısı da tartıyı almak için yakınlarında bulunan Kasımların evine gitmiş ve onlardan tartıyı istemiş. Kasım’ın karısıysa tartıyı vermeden önce tartının altına yapışkan şeyler yapıştırmış.
Kurnazlık bu ya, bu kadar büyük tartıyla ne tarttıklarını merak ediyormuş. Tartının altına sürdüğü yapışkan sayesinde ne tartıyorlarsa altına yapışacakmış. Bundan haberi olmayan Ali baba ve ailesi altınları saydıktan sonra tartıyı geri götürmüşler. Tartıyı almış olan Kasım’ın eşiyse hemen tartının altını çevirmiş ve altını görmüş. Hemen gidip kocasına olan biten her şeyi anlatmış.

Altınlardan haberdar olan Kasım da boş durmamış tabi. Hemen Ali babaların evine koşmuş. İlk başta Ali baba bir şey söylemese de daha fazla dayanamayıp her şeyi anlatmış. Ali baba çok saf kalpli olduğundan abisinin gidip de mağaradan altınları almaya çalışacağını akıl edememiş. Kasım olduğundan daha da zengin olacağını anlamasından sonra hemen yollara düşmüş ve mağaranın önüne gelerek şifreyi söylemiş.
Mağara hemen açılmış. Kasım içeri girdiğindeyse mağaraya arkasından kimse gelmesin diye kapıyı kapatmış. Hazineleri, mücevherleri ve altınları gören Kasım sevinçten çılgına dönmüş. Katırının üstündeki çuvalları ağzına kadar bu hazineyle doldurmuş Kasım. Ancak tam gitmek için mağaranın ağzına gelmiş ki mağaranın açılması için söylemesi gereken gizli cümleyi unutuvermiş.
Zaman hızla geçiyormuş ama Kasım şifreyi asla hatırlayamıyormuş. Birkaç saatin ardından bu kez mağaranın dışından bir ses duymuş ve bu sesin ardından mağara açılmaya başlamış. 40 haramiler şarkıları eşliğinde içeriye girmeye başlamışlar. Mağaranın ortasında oradan oraya kaçışan Kasım’ı görmüşler.

Sırlarının açığa çıktığını anlayan haramiler Kasım’ı oracıkta öldürmüş. Kasım’ın karısıysa daha da zengin olacakları umuduyla sevinç içinde evde bekliyormuş. Ancak zaman iyice geçmeye başlayınca kocasını merak etmeye başlamış. Daha fazla dayanamayarak Ali babaya gidip durumu anlatmış. Ali baba korku içinde evinden ayrılmış ve abisinin peşinden mağaraya gitmek için yola koyulmuş.
Uzun saatlerin sonunda mağaraya gelen Ali baba etrafına bakınmış ve sihirli sözcükleri söylemiş. Açılan mağaradan içeriye giren Ali baba mağaranın kapısında abisinin cansız bir şekilde yattığını görmüş.
Haramiler gelmeden gözyaşları içinde abisini de eşeğine alıp yollara düşmüş. Ali baba abisini eve getirince karısı kendini yerden yere vurmuş ama ne çare. Ali baba şimdi abisinin mağarada öldüğünün duyulmaması için çare aramaya başlamış. Kasım abisinin hizmetçisi de kasabalarındaki doktordan ilaç almalarını, sonra da abisinin hastalıktan öldüğünü söylemelerini önermiş. Öyle de yapmışlar.
Kocasının ölümünün ardından karısı da ölünce hizmetçileri ortada kalmış. Ali baba hizmetçiyi yanlarına almış. Bu arada haramiler de mağarada cesedi bulamamışlar ve bu olayı başkalarının da bildiğini anlamışlar. Haramiler bir süre sonra doktoru bulmuşlar ve durumu anlamışlar. Haramiler doktordan Ali babanın evini sormuşlar ve evi bulunca da sonra gelmek üzere evi işaretleyip gitmişler.

Ancak evin hizmetçisi bunları görünce diğer evlere de aynı şekilde işaret koymuş. Haramiler bu yüzden evi bulamamışlar ancak harami başı evi yeniden bulmuş ve 40 fıçı hazırlatarak içlerine haramileri koymuş ve Ali babaya doğru yola koyulmuş. Ali babaya gittiklerinde yağ sattıklarını ve gece kalmak için yer aradıklarını söylemişler. Ancak hizmetçi bundan da şüphelenip fıçılara bakınca haramilerle dolu olduklarını görmüş. Bir fıçı yağı ısıtan hizmetçi kız bu kızgın yağları Ali babanın oğluyla birlikte kızgın yağı haramilerin fıçılarına dökmüş.
Saatlerin geçmesinin ardından harami başı fıçılarının yanına gelmiş ve çıkın diye seslenmiş. Ancak hiçbirinden yanıt alamayınca içlerine bakmış ve hepsinin öldüğünü görmüş. Yalnız başına kalan harami başı koşa koşa evden kaçmış. Hizmetçi kız Morgiana olan biten her şeyi Ali baba ve hanımına anlatmış. Ali baba da hayatlarını kurtaran bu kızı artık evlatları olarak görmüşler. Ayrıca büyük hazinenin yerini de artık sadece onlar biliyormuş. Bu hazine sayesinde Ali baba ve ailesi ömürleri boyunca zengin ve mutlu bir şekilde yaşamışlar.

Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments